Gezilecek Yerler

Antiocheia Antik Kenti

Antiocheia; Isparta iline bağlı Yalvaç ilçesinin yaklaşık 1 Km. kuzeyinde ve Sultan dağlarının güney yamaçları boyunca uzanan verimli bir arazide kurulmuş, Pisidia bölgesinin başkentidir. Antiocheia'da Apollonia gibi bir Seleukos kolonisidir.Seleukos soyundan Antiocheia tarafından (M.Ö. 281-261) yıllarında kurulmuştur. Kente kurucunun adına izafeten 'antiocheia' adı verilmiştir.

M.Ö. 25 yılında Pisidia bölgesinde ilk ve en büyük askeri koloninin Imparator Augustus tarafından kurulmasından sonra şehir imparator tarafından bir Roma askeri kolonisi olarak yeniden kurulmuştur. Augustus Antiocheia'ya Roma' dan 3 bin romalıyı getirterek yerleştirmiş, Yedi mahalle ismini bu kente vermiş ve ayrıca yaptığı işlerle ilgili 'res gestae' bir latince metinde bu kente ithaf edilmiştir. Bu nedenle antik Roma kenti ile Antiocheia kardeş bir şehir olarak tarihte önemli bir yere sahip olmuştur.

Bizans döneminde özellikle M.S. 1 yüzyıl başlarında St. Paul ve St. Bernabas'in yeni dini yaymak için Anadoluya yapmış oldukları üç önemli misyoner seferinin ilkinde Antiocheia'yi merkez seçmeleri oldukça dikkat çekici olup, bu dönemde de şehir önemini korumuştur.

Kentin Bölümleri: Şehre ana giriş Batı Kapısından yapılır. Cardo Maximus adı verilen cadde dar ve düz sokaklara açılır. Kent iki ana meydandan (Augustus ve Tiberius) oluşmaktadır.Bu meydanlar şehrin doğusunda ve odak merkezinde bulunmaktadır.

Antiocheia'yı oluşturan tarihi yapılardan surların tamamı 3000 metre civarındadır. Hellenistik Devirde inşa edilen ihtişamlı Surlar, Roma ve Bizans Çağı'nda genişletilerek onarılmıştır. Kentin girişinin güvenliğini sağlayan Batı Kapısı(İ.S. 212) zırh ve silah kabartmaları ile bezenmiştir. Bu kabartmalar antik kentin gücünü simgelemekteydi. Kentin en yüksek kutsal alanına, İmparator Augustus'un adına yapılan ihtişamlı ''Augustus Tapınağı'', mimari tarzının inceliği ile tüm kutsal güçleri canlandırmaktadır. Propylon(Anıtsal Giriş,İ.S.1.y.y.),Augustus Alanı ile Tiberius Alanı'nın kesiştiği yerde konumlandırılmıştır. Tiberius Alanı(i.S.!5-40), Sütunlu Caddenin doğu bitiminde yer almaktadır.Galeride dükkanların yer aldığı bölümlerden bol miktarda cam, pişmiş toprak ve bronz malzeme ele geçirilmiştir.Kentin en önemli bölümlerinden olan Sütunlu Cadde(i.S.1.y.y.), Tiberius Alanına kadar uzanmaktadır. Antik Tiyatro(İ.S.4.y.y.), kent merkezine yakın bir tepenin yamacına inşa edilmiştir.Tiyatro üç ana bölümden oluşmaktaydı. Tiyatro, diğer antik tiyatroların sahip olmadığı 56 metre uzunluğunda, 8 metre genişliğinde bir tünele sahiptir.Tahminen 5.000 kişilik olan Tiyatro kabartma desenlerle bezenmiştir.

Kentin kuzey-batı köşesinde yer alan Roma Hamamı(İ.S.1-2.y.y), diğer hamam mimarilerine uygun tarzda inşa edilmiştir. Hamamda, soğukluk, sıcak ve ılık kısımları, soyunma ve servis bölümleri, su testileri ve depolar yer alırlar.

Sultan Dağları'nın eteklerinde ve Akropolün batısında yer alan Stadium, Hellenistik Dönemde inşa edilmiştir. Atletizm, güreş ve boks gibi sportif aktivitelere sahne olan yapı fanatikler tarafından tahrip edilmiştir.Gladyatörlerin ve vahşi hayvan oyunlarının oynandığı Stadium, Roma Dönemi için oldukça önemli bir görünüme bürünmüştür.

İnanç Turizminin en önemli değerlerinden, Antiochia'nın ilk ve en büyük kilisesi olan St. Paul Kilisesi, Roma Hamamı'nın 200 metre güneyinde yer almaktadır. Yapı bazilikal planlıdır.Kilisede yapılan araştırmalar, daha önce inşa edilmiş küçük boyutlardaki bir Kilisenin varlığını ortaya çıkarmıştır. Kilisenin taban mozaikleri ile sütunlu bir duvarın görünümü oldukça etkileyicidir.Bu küçük Kilisenin altında da yer alan ve Kiliseden daha küçük boyutta bir Sinagog tespit edilmiştir. Kilisenin içinde çok sayıda mezar ve iskelet kalıntılarına rastlanmıştır. Kilisenin tabanı özel dizaynlı mozaiklerle bezelidir. Kilisede yer alan kitabelerde Optimus Ortodoks liderlerinin adı geçmektedir. Anılan kişi İ.S.375-381 yılları arasında Antiochiea'da piskoposluk yapmıştır.

Antik kentin simgesi olan Su Kemerleri, Roma Çağı'nda inşa edilmiştir. Kentin kuzey yönü boyunca uzanan Su Kemerleri 10 km. uzunluktaki su yolu ile sağlanmıştır. Antik Kente şifalı suları taşıyan su kemerleri aradan geçen binlerce yılın yıkım ve harabiyetine meydan okurcasına dimdik ayaktadır. 

Men Kutsal Alanı: Tanrı Men M.Ö.3. binden itibaren ibadet edilen Eski Anadolu Ay Tanrısıdır ve zaman zaman değerli sikkeleri süslemiştir. Men Kültürü'nün en önemli merkezleri arasında yer alan Antiocheia Antik Kenti, Tanrı Men'e sunulmuş pek çok eserle donatılmıştır. Ay Tanrısı Men adına inşa edilen Men Kutsal Alanı, Yalvaç ilçesine 5 km. uzaklıkta inşa edilmiştir. Tapınak M.Ö. 4 yüzyıla tarihlenir. Tapınağın dışında 2 kilise, stadium ve evler yer almaktadır.

Limenia Adası: Yalvaç'a 25 km. uzaklıkta, Hoyran Gölü içerisinde bulunan Limenia Adası, ziyaretçiler için mistik havanın estiği benzersiz bir tarihi mekandır. Adanın etrafı surlarla çevrilidir. Adanın kayalık yamaçlarında bulunan Kaya Mezarları, konumları ve mimari tarzları ile göze çarpmaktadır. Adanın içinde bulunan bir başka tarihi değerde Meryem Ana'ya ait bir Manastırdır.

Kaya Mezarları: Hoyran Gölü'nün hemen yanında yükselen kaya yüzeyinde boyutları farklı kaya mezarları bulunmaktadır. Bunlar arasında alınlıklı olan mezar en ilgi çekici olanıdır. Phrygia kaya mezarlarının farklı biçimlerini burada görmek mümkündür.

Camiler

Devlethan Cami: Kesin yapılış tarihi bilinmemekle beraber 14.yy. eseri olduğu tahmin edilmektedir. 

Yeni Cami: Devlethan Cami'nin hemen önünde yeralan cami 19.yy. eseri olup, yaklaşık kare plana sahiptir.

Eski Hamam: Yalvaç'ın nadide eserlerinden bir tanesi de, Osmanlı geleneklerini yansıtan Eski Hamam'dır.İlçenin Kaş mahalle mevkiinde yer alan Eski Hamam'da, soyunmalık, soğukluk, sıcaklık, su deposu ve külhan gibi bölümler yer almaktadır.

Tokmacık Fosil Yatakları: Tokmacık kasabasında 1994 yılında yapılan kazılarda 9 milyon yıl öncesine ait bir gergedan fosili bulunmuştur. Süleyman Demirel Üniversitesi'nden Prof. Fuzuli Yağmurlu başkanlığında devam eden kazılarda çıkan 9-10 milyon yıl önce yaşamış hayvanlara ait fosiller, 1995 yılında açılan Tortonion müzesinde sergilenmektedir.

Mağaralar

Akar-Donar Mağarası: Dedeçam köyünün 3 km. güney doğusunda Koçyata tepenin kuzey yamacındadır. Dikey ve kuru mağaradır.

Ayı ini Mağarası: Sultan dağlarının güney eteklerinde, Yalvaç'ın kuzey-dogusunda, Nazilli deresinin yukarı bölümündedir. Yatay ve kuru mağaradır. Büyük bir ihtimalle erken Bizans döneminde muhtelif amaçlarla kullanılmıştır. İçerisinde su sarnıçları bulunmaktadır.

Değirmen Önü Mağarası: Kozluçay kasabasının 1 km. kuzey-doğusunda Su geçidi deresinin yakınındadır. Yatay ve kuru mağaradır.

Mesire Yerleri

Yalvaç'ın geleceğini etkileyen önemli kararların alındığı yıllar boyunca değişmez dinleyicisi Asırlık Çınar Ağacı, bazen dalların sallayarak ilçe halkına desteğini verdiğini gösterir. İlçe halkı yaşamı paylaştıkları Çınar Ağacı'nı adeta ilçenin uğuru kabul etmiştir.

Çam ağaçlarının yeşilin en güzel tonlarının sergilediği Hıdırlık Tepesi, geleneksel kutlamaların yapıldığı mekanlardandır. Hisarardı, Su Çıktığı, Düzkır Orman Alanı, Hoyran Gölü, Gemen Korusu ve Gazniri Mevki doğa ile tarihin kucaklaştığı mekanlardır.